25 Şubat 2011

1,5 OLDuk :))



Bugün tamı tamına 18 ayını doldurarak 1,5 yaşında oldu Tuna'cım. En azından bugün Tuna'yla ilgili birşeyler yazmak istedim. Geçmiş yazılara dönüp bakınca hatırlanan şeyler insanın çok hoşuna gidiyor. Bu nedenle daha sık yazmaya çalışacağım. Hadi hayırlısı ;)

Tuna neler yapıyor:

(1) Kelimeler; Aslında artık söylediğimiz herşeyi benzeterek söyleyebiliyor. Yine de aklımdaki kelimeleri yazayım:

- Aba (Ortak bir kelime olarak türetti, anne, baba, bakıcımız, anane ve babane aba'dır artık:)
- Baba
- Anne
- Kedi
- Bumbum
- Tuce (Tuğçe): Kardeşimin arkadaşı çok güzel bir kız Tuğçe. Aşık oldu sanki bizimki ve 2 dakikada Tuce demeye başladı. Çapkın kesin benim oğlan :)
- Havhav
- Karaba (Karabaş)
- Leo : Komşumuzun köpeğinin adı
- Arda : Çok uzun zamandır net bir şekilde söylediği ve hiç unutmadığı kelime. Üst komşumun oğlunun adı, Tuna'nın ilk arkadaşı :))
- Lala (Hala)
- Dede
- Mehme (Mehmet Dedesi)
- Serdar (Babasını önceden böyle çağırıyordu ama unuttu gitti.)
- Nuuu (Nur) : Teyzesi
- Mu.ta.pa : Dayısı
- Kayu : Caillou'suz olur mu?
- Det mi: Caillou şarkısının sonundaki "That's me"...
- Ennn ennn : Arabalar
- Muu : muz
Bir de laklu diye birşey söylüyor ama hala ne olduğunu anlayamadık.

Aklıma şimdilik bunlar geliyor ama artık öğrettiğimiz her kelimeyi söyleyebiliyor. Mesela bugünler de arkadaşlarımızın oğlu "Çınar" kardeşinin ismini birkaç defa tekrarladım "Cınaa" demeye başladı ;)

(2) Hareketler:

- Tuna artık söylediğimiz herşeyi anlıyor ve istediğimiz şeyleri de yapıyor. Mesela kitabını getirir misin? Suyu verir misin? Kitap okuyalım denildiğinde söylenenleri yapıyor.

- Koltuk tepelerine uzun zamandır tırmanabiliyor. Hatta sandalyesinin en uç noktasına tırmanıp kitaplarının olduğu rafa da uzanıyor. Bir de bir oyun geliştirmişti "korkutucu". Koltuğa çıkıp dans edip bizi korkutmak hoşuna gidiyordu. Uç noktaya gelip ayaklarını ileri geri yapıyordu, düşecek diye çok korkuyorduk. Biz bakmıyorsak yapmıyordu. Neyse ki unuttu bu aralar.

- Bir de birlikte dans etmek en büyük zevklerimizden hala. Kutu kutu pense ve salsa (gerçekten ileri geri adımlarda süper) :))

- Beni en çok güldüren hareketi de kitap okuyalım hadi dediğimizde kitabı açıp başlaması okumaya. Habalaba hubalaba, Habalaba hubalaba... Bıcır bıcır hiç durmadan 3-5 dakika okuyor da okuyor :)) Biraz arapça gibi okuyor niyeyse? :)) Umarım okumayı seven bir çocuk olur.

- Köpek-kedi-tavşan vs. hayvanları ve peşlerinden koşmayı çok seviyor.

- En büyük zevklerinden biri banyoda musluğu açıp suyla oynamak.

- Suyunu bardaktan çok rahat şekilde kendi içebiliyor uzun zamandır, kendi kendine birşeyler yemesi de rahat. Çatalı batırabiliyor güzel de kaşıkla yerken zorlanıyor hala. Makarnayı elleriyle çok güzel yiyor ama :))

- Bir de dışarı çıkmaya bayılıyor her çocuk gibi. Sahile indiğimizde babasının ve benim elimi tutup sevinçten ayaklarını pıtır pıtır şımarık şımarık yapıyor. Tabi biz de o mutlu olunca çok mutlu oluyoruz...

- Kalabalığı çok seviyor, ailemiz varken çok daha mutlu oluyor kesin. Tabi ki daha da şımarık :))

22 Aralık 2010

Uzun zamandır bekleyen fotolar - 4

Uzun zamandır bekleyen fotolar - 3

Uzun zamandır bekleyen fotolar - 2

Karışık:

Tuna yeni arkadaşı küçük Arda'yla tanışıyor.

Uzun zamandır bekleyen fotolar - 1

Apartmanca kutladığımız geç doğum gününden; Tuna ve Arda ikilisi...

21 Aralık 2010

Almak istediğimiz oyuncaklar listesi ...

Bu aralar istediği(m)iz oyuncakların bir numarasını Lego'nun 1,5-4 yaş aralığındaki çocuklar için tasarladığı Lego Duplo Deluxe Brick Box oluşturuyor.

27 Eylül 2010

Akvaryum & Buz Müzesi

İstanbul maceramızın Pazar gününde değerli arkadaşlarımız Fatma ve Ömer'le birlikte önce Sabancı Öğretmen evinde boğaza karşı güzel bir kahvaltı yaptık. Sonra karşıya Forum İstanbul'a geçip ayaklarımıza kara sular inene kadar gezdik. Akvaryum, Buz Müzesi, Biraz mağaza vs. Ama yorulduk gerçekten. Sonrasında dönüş yolu. Hepsine değerdi. Güzel bir haftasonuydu. Pazar günü fotoğraflarından bir demet...

20 Eylül 2010

Cumartesi Maceramız...

Cumartesi günü liseden yakın arkadaşlarım olan Özge'nin nişanı ve Funda'nın düğünü vardı. İkisinin aynı günde olması bizim açımızdan hem güzel hem de yorucuydu ama alnımızın akıyla çıktık işin içinden :)) Sabah erkenden yola çıktık. 12:30-13:00 gibi Akmerkez'deydik. Düğün Yıldız Hisarındaydı. Ben hemen makyaj-fön olaylarına daldım, babası da Tuna'yı gezdirdi ve karnını doyurdu. Sonra kıyafetlerimizi giyip mekana ulaştık. Çok güzel ve tatlı bir ortamdı. Zaten gelin ve damadın sempatikliği ortama ayrı bir hava katmıştı. Liseden eski arkadaşlarla da karşılaştık çok mutlu oldum. Tuna Bey de çok aksilik çıkarmadı ve çok eğlendik. Tabii bu ilk raund şimdi karşıya geçip tekneye binmek gerek. O arada da Tunanın karnını doyurmak biraz uyumasını sağlamak gerek.

6 Eylül 2010

Pazar Gezintisi...

Yeşim&Onur&Çınar üçlüsüyle pazar gezintisi fotoğrafları...

Yürüdük Sayılır :))

Cumartesi apartmanca iftar açtık. Bol sohbetli güzel bir gün oldu. Bol da fotoğraf çektik. Bu güzel günde bir de Tuna'dan süpriz geldi. 04.09.2010 akşamı Tuna ilk adımlarını attı. Tayyar Amcasına doğru yürüdü. Biz çocukla hiç uğraşamıyoruz ki, Tayyar amcası 5 dk ilgilendi bizimki iki-üç adım attı. Tabi arkadaşı Arda'yı yürürken görüp hevese de gelmiş olabilir ;)) Çok sevindik yürümesine.

Apartmanımız yine şenlendi. Bir tek Hülya abla yok. O da bayramdan sonra geliyor. Tam kadro oluruz yakında. Cuma-Cumartesi buluşup hasret giderdik. Tuna'da etraftaki kalabalıktan ve Arda'yla çok mutlu oldu. Fotoğraflar...

27 Ağustos 2010

25.08.2010 günü...

Tuna'nın doğum günü. Ramazan ayına denk gelmesi nedeniyle bir doğum günü partisi değilde, kendi aramızda arkadaşlarla iftar sonrası pasta keselim diye düşündük. Her aydan bebekler olunca keyifli, bol sesli, hareketli saatler geçirdik... :))

Bizimki ilk pastasını hemen parmakladı ;)

İş'TE fotoğraflarla Tuna'nın ilk doğum günü...

24 Ağustos 2010

"1"e '1' KALA Nostarji ...

Eveeet yarın büyük gün. Sonunda "Minik Tuna Bebek" 1 yaşında "Koca Bir Bebek" oldu... 1 sene su gibi akıp geçti. Acaba biz ne zaman göreceğiz doğum gününü, ne zaman oturacak, ne zaman dişi çıkacak, ne zaman emekleyecek, ne zaman şunu yapacak bunu yapacak derken olduk 1!

Eski fotoğraflara bakınca nasıl da büyümüş oğlum... İlk doğdununda minicikti, sonra sonra minik ama sert bakışlı bebek, kimi zaman "Bay Güleç" şimdi de tam bebek adam oldu :)))

İş'TE son halimiz eskiye göre daha zayıf, daha az saçlı ve daha çok BİLMİŞ :))

23 Ağustos 2010

Bir Pazar Sabahı...

Pazar sabahları ne de güzeldir halbuki, erken kalkmak olmasa...

Biz artık alıştık her sabah 06:00-06:30 arası kalkmaya. Haftaiçi iş nedeniyle kalkıyoruz anladık da, oğlum haftasonu bari yediye kadar uyusan. Prensipli çocuk şaşmıyor saatleri. Geç de yatırsak aynı saatte dikliyor. Tabi sonra keyfince bol bol şekerleme yapıyor kendisi. Biz de uykulu gözlerle dolaşıyoruz ortalıkta...

Bu pazar sabahı da erkenden uyanınca "Tuna Bey"; kahvaltısını yaptı, biraz müzik dinleyip popo salladı sonra da dayanamayıp babamızı uyandırdık. Erkenden kalktık bari Serdar saat 10 gibi işe (haftasonu nöbeti) gidene kadar sahile inip biraz gezelim diye düşündük. Tuna da yürüyüş yaptı babasıyla (yok daha yürümüyor, korkak çıktı biraz, birkaç düşme macerasından sonra normal belki de:)), salıncağa bindi ve dönüşte de bahçedeki hamakta uyuyakaldı. Şu hamağı iyi ki kurduk bahçeye. İş çıkışı eve gittiğimde uyku saati geldiğinde hemen hamağa iniyoruz. Hem bahçe serin serin esiyor hem de Tuna uyurken ben de rahat rahat kitap okuyorum açık havada. Ahmet Ümit Kavim bitti sırada İstanbul Hatırası. (Yeşim'cim sağolsun. Bütün kitaplar var onda. Neyi alacağım desem bende var ben veririm sana diyor:))

İş'Te Pazar Sabahı Fotoğraflarımız...

3 Ağustos 2010

{ KEYİFler Nasıl? }

Araba'da gezinti: Nihayet Tuna'nın son fotoğraflarından eklemeye vakit bulabildim. Evde bilgisayarın başına hiç geçemiyorum. Cumartesi market-pazar-temzilik pazar günü de eşimin kuzeni Ozan'lar geldi gezdik bol bol. Cumartesi günü dayımız ve dedemiz de geldi bu arada. Tuna babamı çok seviyor ve kucağından bana gelmek istemedi, arkasından da ağladı. Çok sık görmemesine rağmen nedir bu yakınlık anlamadım :)) Dedeci olacak demek ki, işini biliyor ;)) Babam Cumartesi geri döndü, dayımız bizimle...

20 Temmuz 2010

Keloğlan :))

Bu aralar çok mutluyuz. Geçen hafta ananemiz buradaydı o gitti, şimdi de babane ve halamız bizde. Öğle arası gittiğimde Tuna arkamdan hiç ağlamadı. Tabi evde bir kalabalık, herkes onunla ilgileniyor. Şımarık ve mutlu. Bu arada dün ilk defa tam bir erkek traşı oldu. Ben biraz korkuyordum ama babamız ısrar edince kabul ettim. 5 numara kestirdik :)) Keloğlan oldu biricik oğlum. Bu akşam bol fotoğraf çekip ekleyeceğim merak edenlere...
Related Posts with Thumbnails